Bu Blogda Ara

27 Ocak 2010 Çarşamba

RİZE'DEN KAR MANZARALARI VE BALIK ZİYAFETİ...

Merhabalar sevgili dostlarım;
Tüm türkiye'de olduğu gibi soğuk ve yağışlı hav Rize'mizide etkisi altına ladı.ocak 25 ve 26 kar yağışı olarak çok etkili geçti diyebiliriz . Bizim buralarda daha hiç üşümeden bi anda eksi dereceleri görmek enteresen bir durum oldu. Bende dururmuyum makinemi alıp hemen bu güzel anları ölümsüzleştirme adına keyifli bir çalışma yaptım,bu çalışmalarımdan bir kısmını sizlerle paylaşıyorum.Resim benim evin hemen önünden. Çayeli merkez'den bir enstantane. Harika bir deniz ve balıkçı takası. Bunun adı karadeniz dün oldukça sinirli bir hali vardı. Karadeniz köpürüyor bir taraftanda kar ona karşı koyar casına sıfır noktasına kadar belirginleşmişti. Harika ,sanki gelinlik giymiş mübarek,isteyen kartpostal yapabilir.:) Çevre yolundan bir çarşıya bakış tabii görüş karyağışı nedeniyle ne kadar varsa. Okadar güzel yağıyorki sıcacık odamızdan çayımızı yudumlarken bu harika olayı izliyoruz,hatta şiir bile yazabilirsiniz bu romantik ortamda. Bizim mahallenin ortasından geçen şairler deresini görüyorsunuz. Zavallı arabamız battaniyesini örtünmüş,üzerini açmadım üşümesin zavallıcık.::) Güzel bir kartpostal daha. Önümüzdeki tepede bulunan öğrenci yurdu ve şanlı bayrağımız. yine mahallemizden bir görüntü.Kar bizim memlekette bir başka yağar ,hiç ruzgar olmaz İstanbul' olduğu gibi. Bizim buralarda dışarda kar varsa bir balık yeme içgüdüsü oluşur içimizde ,fiyatı ne olursa olsun bunun keyfi başkadır,bende günün sonunda aldığım istavrit balıklarının hepsini yedim.buyrun diyeceğim ama gelirmisiniz bilmemki:) Bu gün ereğlıden bir abimiz borcam içinde hamsili pilav yaptı,hissettim aradım ama ulaşılamıyordu,haksızda değil yani .

17 Ocak 2010 Pazar

TEMA VAKFI ARICILIK ÇALIŞMALARI RİZE;

programda macahel a.ş arıcılık uzmanı sayın;Mehmet CEYLAN 'ın sunumu ardından soru cevap şeklinde faydalı birbilgi alış verişi sağlandı.

Tema vatfı işbirliğiyle macahel aş. tarafından 16 ocak 2010 da rizede bir konferan düzenlendi.

Program açılış konuşmasını TEMA Vakfı Rize temsilcisi Nevzat Özer yaptı, Doğu Karadeniz Bölgesinin kıyı çizgisinden hemen yükselen dağları, derin vadileri, orman gülü çalılıkları, iklimsel özellikleriyle çok zengin ve çeşitli arı florasına sahip olduğunu, bu durumun da arıcılık faaliyetleri açısından çok önemli imkanlarlar sunduğunu belirtti.

Bölge halkının bu özellikleri üretime, gelire dönüştürmekte zorlandığını, koloni başına bal veriminden kaliteye, hijyenden pazarlamaya kadar bir dizi sorunla karşılaştığını vurgulayan Özer, ''Yanlış uygulamalar ve denetimsizlik, arıcılığı yok olma noktasına getirmektedir. Diğer taraftan şifa olsun diye bal yediğini sanan tüketiciye ticari glikoz ve kanserojen maddeler sunulmaktadır. Oysa Türkiye, iklimi ve florası ile bugünkünün on katı bal üretim potansiyeline sahiptir. Gelişmiş ülkelerde kişi başına bal tüketimi bizim ülkemizden üç kat fazladır. Balın dış satım imkanı fevkalade yüksektir. AB'nin bal açığı 150 bin tondur.'' dedi.

İkinci konuşmacı olarak Rize tarım il müdürümüz sayın Adem ÇEKİÇ söz aldı,teşekkür ve temennilerini belirtti.

Tema vakfı başkanı sayın Ümit Yaşar GÜRSES

Tanıdık arıcılarlada görüşme imkanı bulduk;soldaki Hüseyin KABİL (bloğu olduğunu burda öğrendim)yanındaki Anzerli Mahmut ÖZÇELİK, anzer petek yetkilisi ve bendeniz

Arı malzemecisi şaban ve pazarlı arıcı bir arkadaş

Hüseyin KABİL, Mahmut ÖZÇELİK ve yine blogcu kardeşim Onur DEMİRCİOĞLU  http://yagmurulkesi.blogspot.com/

Sonuç olarak bugün hava Rizede soğuk olmasada puslu ve yağmurluydu; bu etkinlik içimizi ısıttı diyebiliriz.::)

13 Ocak 2010 Çarşamba

BAL'DA SAHTECİLİK BU KADAR AÇIKTA OLMAMALI

Resimde görülen marka Rize arıcılar birliğinin patentini almış olduğu kısa adı R.A.B. 53Olan arıcılar birliği üyelerinin ücret ödeyerek oluşturulan dolum tesisi,bu tesis üyelerinin ballarını belli bir ücret alarak dolumunu yapmakta.Bu elimizde tuttuğumuz kavanoz bal bir gürcü vatandaşının ilçemiz çayeli'nde açmış olduğu tezgahta pazarlanmakta.

Bu gün 13 ocak 2010 çarşıda iki arıcı arkadaşım bu konuyla ilgili bana şikayette bulundular .Arıcı arkadaşlar;soldakiMehmet ŞALAMBAR sağdaki ise Mustafa KARAL her iki arkadaşımızda eski ve bu işten ekmek yemeye çalışan arıcı arkadaşlarımız.Bana anlattıkları baktımki benimde sorunum gibi görünmekte arkadaşlar biz balımızı 20 liraya satamazken bizim markamızla bu adamlar 30-35 liraya bal satabilmekteler.

Gürcü vatandaşının tezgahı bu şekilde her şey apaçık ortada,bizim markamız daha bize pek yaramadan yabancıların ekmeğine yağ sürdüğü ortada,ne olacak denetim yok ilgilenen yok sadece arıcılarımızı aidat toplamak içinmi bu çatı altına topluyorlar.Sokakta bal satan satana ,hijyen durumu ne belli değil .

Bu resmini gördüğünüz gibi en azından beş yerde daha bal satan gürcüler mevcüt.balların üzerinde hem rab53 hemde patenti belli olmayan balcı markayla satıyorlar,ve en üzücüsüde bizim vatandaşımız bunlara prim tanımakta yani onların balına ilgi göstermekteler aslında yerli arıcılarımız bu tip ballarını daha ucuza satmalarına rağmen.

Benim bundan sonra bu sorunu ilk önce önümüzdeki cuma günü birlik başkanımız sayın;Fevzi CİVAOĞLU'na iletip bu patentle bu balların dolumunun neden yapıldığını şahsen kendisinden öğrenmeye çalışacağım.Eğer başkanım bu sorunu çözerse sorun benim için kapanır ama yine bizim ballarımız depolarda duruken bu işler devam ederse biz arıcılar bu işleri her platforma taşıyacağımızı herkes bilmelidir.

Gürcülerin bal satışı yaptığı arabanın plakası bu.http://www.rab53.com/haberler.asp?haber=goster&haberne=9&baslik=ilce_gezileri                          Buradaki linkte birlik başkanımızın bu konudaki güzel bir çalışmasını yeni öğrendim,başkana teşekkür ediyoruz.

2 Ocak 2010 Cumartesi

2 OCAK 2010 KARNİYOL ANALARDAN BİRİ ????

Bugün hava çok güzeldi;Ruzgarsız ve güneşli bir hava,zamanımızında müsait olması bizi doğru köye yolcu etti .Arıları dışardan kontrollerde bir arıda sorun varsa onu anlamak arıcı için zor bir şey olmasa gerek,dışardan kontrol neden? bizim felsefemiz arıların bal stoklarını yetebileceği şekilde kışa sokup mart'a kadar arıları hiç rahatsız etmemek.bugünün blançosu 2 adet arılı kovanda ana kaybı.Bir tanesinde ana ve yavru olmadığı için tamamen yağmalanmış fakat 4 çıta kadar arısı mevcuttu,eğer bugün bakmasam açlıktan yarına çıkmazdı ona hemen stepne analardan birtane hediye edip 3 çita'da ballı polenli devşirip doğru çarşıdaki evin balkonuna,balkon arıcılığı moda olduğundan deil ,orda bıraksam yarına yağmacılar verdiğim ballarıda alıp götürecekleri bir gerçekti onun için en iyisi balkon dedik,kontrollerde tespit ettiğim ikinci kovanıda açtığımda hiç yanılmamıştım.3 TANE BİR GÜNLÜK OLDUĞUNU SANDIĞIM ANA MEMESİYLE KARŞILAŞTIM BU ARI KARNİYOL ANASIYDI BENİ ÜZEN 3 ADET OLAN KARNİYOL ANALARDAN BİRİNİ KAYBETMEKTEN ÖTEYE GİTMEMEKTE.aslında ana okadarda kötü görünmüyordu şu an için iki çıta yavrusuda mevcuttu,hatta çoğunluklu olarak günlük yumurtasıda vardı,ana sanıram bir gün önce katledilmiş.:(
Anayı öldüren karniyol arısının bu günki yavrulu çıtası.Ben elimde olan stepne analardan 2 tane daha olmasına rağmen bu arıyı kaderine bıraktım bakalım ana yapabilecekmi?nasıl olsa yapmazssa ana veririz.
Arıların yavru moduna geçmeye başlaması ne kadar hayırdır orasını allah bilir,arılar su ihtiyacını ancak bu kadar baharda görürdü.
Hava müsait olunca birkaç arı daha bakalım dedik,arılarda salkım diye bir şeyin olmadığı apaçıktı,analar iyice büyükleşmişlerdi yani yavru faaliyeti bu sene benim bulunduğum Rize için birbuçuk ay önceye alınmıştı.
Bu fotoğraf her şeyi net bir şekilde göstermekte ,yavru gittikçe açılıyor.
Fındıklar bu gün için açmış durumda,arılar polen stoku ile yavru faaliyetini başlatmış.
Polen stoğu ve kapalı yavrular.
Dışardan bütün arıların polen getirdiğini gözlemledim,hemde oldukça dolgun bir şekilde .
Tabii kış olmasada mevsim kış,ihtiyacımız olan yeni kovanları yaptırıp boyadık, bu yıl için benim hedefim olan kara kovan balını bu çerçevelerde üretmeyi düşünüyorum .Çerçeveler 15 cm derinlikte boyları standart ,benim bunlarla karakovan balı almam için hiç bir materyel kullanmayacağım yani temel petek ve tel takmadan arıların doğadan bulduğu balla petek örüp balla doldurunca çerçeveden kesip çıkarıp satışa arz etmeyi düşünüyorum. Son zamanlarda bu baldan oldukça isteyen oluyor.
Yeni yaptırdığım kovanların alt çıtaları standart ölçüm olan 25 cm ballıklarsa 15 cm derinlikte olup boyları standart çerzeve boyunda.
10 tane yaptırdığım kovanları ( bu yıllık ihtiyacım kadar)kaliteli ahşap koruyucu uygulayıp üzerlerinin saç'larınıda çakıp kulpu ve havalandırma telleri dahil olmak üzere kullanıma hazır hale getirip bahara kadar kalacakları depoya yerleştirdim.
Bu foto'yu bugün çektim karlar iyice erimiş , oysa bu tarihlerde kar oldukça olmalıydı.
Yukardaku foto'nun 20 gün önceki hali.
Adının ökse otu olduğunu bildiğimiz bir tür ağaç asalağıda denilen bu bitkiler yaşlı ağaçlarda yaşamakta , çok şifalı bir bitki olduğunu yeni öğrendim,bu bitkilerden kurutup saklayacağım,aynı zamanda güzelde çiçek açmaya başladıkları görülüyor.